
Haftalık Psikoloji Notları: Çeşitli Yönleriyle “Bağlanma”
11 Ekim 2018
Geçmişten Gelen Bakiye: Ego’nun Savunma Düzenekleri (1)
14 Aralık 2018Şöyle bir hayatınıza veya ilişkilerinize baktığınızda kendinizi gerçekten hissediyor musunuz? Sırf başkası size “aferin” dememesi için ne kadar sahicisiniz? Sevgiyi hissetmek ve hissettirmek konusundaki imtihanınızı “kendilik”iniz ile verirsiniz.
Bir metafor üstünden gidelim. Simurg kuşu üstünden… Hani şu içindeki ateşiyle kendini yakıp, sonra külleriyle kendini var eden kuş. #Simurg kuşların kralıdır, kuşların bilgesi, efendisi. Her kuşun sorununu çözer, her kuşa rehberlik ederdi. Artık bazı kuşların onu dinlememesi üzerine terk-i diyar eyler. Kızar Simurg, incinir; uzağa gider, çok uzağa. Diyelim ki kaf dağına kadar. Aslında gitmek de istemezdi hani, Simurg’du bu çünkü! Ama beri taraftan istenmezdi de. Sonra bazı kuşları, bir telaştır sardı. “Simurg buradayken huzurdaydık, her şeye çözümü vardı ve yardım ederdi. Yorgunluk nedir bilmezdik, kararsız olmak nedir bilmezdik, acı nedir bilmezdik. Şimdi küstürdük, incittik Simurg’u; gitti.” diyenler olur ve başlarlar Simurg’u aramaya. Vadiler geçerler, dağları aşarlar, yüksek platoları dolaşırlar, ummanları geride bırakırlar. Karga çöplüğe kanar, martı denize… Bülbül de gülünü bulur. Kimileri de pes edip geri döner. Nitekim bir dağın başına vardıklarında geriye sadece 30 kuş (Si-murg, Farsçada si:30, murg:kuş demek) kalmıştır. Bu 30 kuş, mitolojide farklı isimlerle anılan dağın başına vardıklarında heyhat ki Simurg’u bulamazlar ama orada buldukları başka bir şey vardır: #kendilerini. Simurg, yani 30 kuş kendileriydi. Aradıkları aslında kendileriymiş. Gerçek kendi’nin, estetiğin, bilgeliğin, sanatın, emeğin, hakikatin peşinden giden kuşlara (sizlere) #selam. Kendine varmayanlar bir gün kendilerine ulaşırlar mı? Bilmem; ama umarım ulaşmak için yolda olurlar!
Dolayısıyla Simurg kuşu üstünden şunu söylemek istiyorum: Kendine yolculuk, sanıldığı gibi kolay değildir. Arada vadiler, ummanlar, dağlar, ovalar vardır. Arada “sahte kendilik” denilen bir derya vardır. İnsanın kendi olması hadisesi, asla haftalar, aylar alan bir yolculuk değildir; yıllar alan dikenli bir yolculuktur. “Kendini bulmanın, keşfetmenin, yeniden yaratmanın adıdır Simurg!” İnsanın gerçek kendilikle yaşamaması için onlarca sebep var. Bunlardan en çetinidir nesne ilişkilerimiz. Bize öğretilenlerden, bize giydirilenlerden kurtulmak, sehpada işkence çekmek gibi. Kendimiz olmak konusunda, kendimize ayak diretebiliriz. Neden mi? Çünkü, “Sahte kendilik”in bize sunduğu imkanlardan, bize sunduğu ikincil kazançlardan vaz geçmek pekala zor. Fakat gerçek ben’e ulaştığımızda orada hissedeceğimiz dinginlik gülistandan. Bunun için sabır gerek, zaman gerek, yolda olmak gerek, anlamak gerek, o acıyı sineye çekmek gerek, topuktaki dikenlere tahammül gerek. Heykeltraş olmak kolay, şair olmak kolay, ressam olmak kolay… Başkası için beste yapmak kolay, başkası için şiir yazmak kolay, vesaire… Zor olan yaptığımız besteyi kendimiz için bestelemektir, taşı kendimiz için oymaktır. Zor olan, kendimizi tazelemektir.
Durmamacasına #Simurg’a kanat çırpanlar kendini de bulur, evini de. O yola kanat çırpanlar nitekim buldular da. İşte tam orada yeni bir ruh ve yeni bir yaşam başlar…
Şahin Vural