Psikoterapi tanımı, kuramdan kurama değişip birbirine benzer tanımları olsa da genel olarak; bir kişinin kendi içsel dinamiklerini, içsel çatışmalarını, çıkmazlarını bir ruh sağlığı profesyoneliyle beraber analiz etmesi ve bunu anlamlandırmasıdır. Psikotererapi, danışana tavsiyelerin ve öğütlerin verilmesi değil; danışanın, terapistin teknikleriyle kendini fark etmesi ve yaşadığı problemlerin nereden kaynaklandığını keşfetmesi sürecidir.

45 dakika sürer.

Terapi odasında konuşulan her şeyin terapist ve danışan arasında kalması anlamına gelir.

Baş etmekte zorlandığımız kaygılarımız, sıkıntılarımız veya çeşitli psikolojik sorunlarımız olabilir. Bu noktada içsel süreçlerimizi anlamaya yardımcı olacak bir ruh sağlığı uzmanından destek almalıyız.

Kişi, belki de hayatı boyunca yüzleşmekten korktuğu/kaçtığı bir konuyu seans odasında psikoterapistine açtığında öncelikle bundan etkilenebilir. Fakat bu, kişinin mevcut sorununun daha da büyüyeceği veya karışık hale geleceği anlamına gelmez; bilakis geçmişe dönüp kendi iç meselelerine eğildiğinde farklı bir bakış açısı kazanmasını sağlar. Kişi, böylece hayatın daha işlevsel hale geldiğini de fark edecektir. Psikoterapinin ilk evrelerinde kişi, belki süreci ve kendini derinlemesine anlamakta zorluk çekebilir, kendi iç dünyasını bir anda göremeyebilir, psikoterapiye neden devam ettiğini sorgulayabilir. Fakat düzenli bir psikoterapi süreciyle bu sorgulamalar geride kalır.

Kişinin terapiyi bırakma sebebi eğer bir “direnç” değilse ve kişi artık işlevsel hale gelmişse terapistle beraber kontrollü bir şekilde terapi süreci sonlandırılabilir.